Bence de çok korkunçtu ilk başta. Hatta ikinci gidişimde bile korkmuştum biraz. Gidene kadar günlerin nasıl geçtiğini anlamadım bile. O kadar çok aşaması vardı ki onlarla uğraşmaktan fark edememişim aslında içimde bir korkunun var olduğunu. Ne zaman ki uçak biletim alındı ve ben artık gitmeye hazırdım, işte o zaman fark etmeye başladım korkumu. Acaba nasıl olacaktı? O kadar masraf yapmış hatta borç bile almıştım bu macera uğruna. Getirebilecek miydim en azından o parayı? İngilizcem de iyi değil aslında, rezil olmasam bari. Ya anlamazsam ne dediklerini ya da anlatamazsam ben kendimi? Ya bir şey olurda işten çıkar veya kovulursam? Bunun gibi milyon tane soru olacak kafanızı kurcalayan. Kendinizi teselli edeceksiniz bir yandan Amerika’ya gidiyorum, Çok çok Amerika’da takılmış olurum diye. Ama bir yandan da içinizi kemirecek bu sorular. Bütün heyecan ve sıkıntının birçoğu Türkiye’den ayrılan uçakla beraber arkanızda kalıyor. Geri kalanı da Amerika’daki ilk durağınızda. Gözünüzü yeni bir dünyada açıyorsunuz o kadar uzun bir yolculuktan sonra ve ilk şu geçiyor aklınızdan. Bu kadar işte… Geldim ve buradayım. Bir anda güçleniveriyorsunuz sanki baştan bir şeyler başarmış gibi. İşyerlerinizi bulup müdürlerinizle tanışıyorsunuz, işi öğretiyorlar 2 gün içinde. Arkadaş edinmeye başlıyorsun daha ilk günlerden. Tabi öyle dolu dolu İngilizce konuşamıyorsunuz ilk başta. Herkes anlayışla karşılıyor ve zaman tanıyor size. Kimsenin sizden akıcı bir İngilizce beklentisi yok zaten hele ki ilk başta. Evinize ya da otelinize yerleşiyorsunuz, vakit buldukça çevreyi tanımaya çalışıyorsunuz. Sizden tek beklentileri işinizi iyi yapmanız, saygı duymanız ve dakik olmanız ki zaten iş ahlakıdır bu dediklerim. Herkes orada vasıfsız isçi olduğunu bilip gidecek mesela. Tabi ki de emir alacaksınız belki yeri gelecek fırça bile yiyeceksiniz. Ama bunlar size bağlı hep. Eğer işinizi istenildiği gibi yapıp, talep edilene doğru cevap verirseniz o zaman başlıyorsunuz zevk almaya. Bide severlerse yaptığınız işi demeyin keyfinize. Bekli de benim gibi komi olarak gittiğiniz bir yerde restoran müdürü bile olabilirsiniz. Zamanında emir aldığınız insanlara emir vermeye başlar, yetkin bir personel oluverirsiniz bir anda. Pozisyonunuz sabittir aslında gittiğiniz yerde ama hiç belli olmaz tabi. Her şeyi değiştirmek sizin elinizde. En fazla 1 hafta sürer işe alışma aşaması. Hemen alışıyorsun işine, çalışanlara. Daha rahat hissediyorsun her geçen gün. Evet, zorluklarda yaşadım, uykusuz kaldım, yoruldum hatta bazen sıkıldım. Ama inanın bana mutluydum. Çok farklı bir deneyimdi yurt dışında yabancı arkadaşlarımla çalışmak veya aynı evde yaşamak. Yediğin içtiğin ayrı gitmiyor bile bir çoğuyla. Birbirinize alışmaya başlıyorsunuz zamanla. Sonra beraber dışarı çıkıyor, evde partiler veriyorsun. Çalışma ortamı ayrı bir eğlence, ev ortamı ayrı bir eğlence oluyor. Zor bile gelmiyor gidip çalışmak. Artık sahipleniyorsunuz işinizi, çalışma arkadaşlarınızı. Her geçen gün İngilizcenizdeki ilerlemeye siz bile inanamayacaksınız. Hayatın İngilizce olacak o yaklaşık 4 ay içinde. Bir de kazandığın para seni daha da mutlu edecek tabi. Benim iki yıldır gidipte parasını getiremeyen arkadaşım olmadı. Herkes 2 mislini kazanıp geldi. Hayır, en kötü ne olabilir ki sana. En kötü ihtimalle deneyim kazanırsın ki bunu parayla bile satın alamazsın. İnanın bana o 3,5 ya da 4 ayı unutamayacaksınız hayatınız boyunca. Bir de hayalini kurduğunuz eyaletleri gezdiğinizde daha da anlam yüklenecek o aylara. Dönmek bile istemeyecek bir çoğunuz. Türkiye’ye döndüğünüz ilk gün anlayacaksınız yaşadığınız bu deneyimin size getirdiği artıları. Bence bir an bile düşünmeyin, geç kalmayın hiçbir şeye. Tembel olmayın hayatınıza girecek hiçbir yeniliğe. Eminim bir daha gitmek isteyeceksiniz bu programla ve belki de kızacaksınız kendinize gitmediğiniz yıllar adına. (Kendimden biliyorum). Aslında tahmin edebiliyorum şuan aklınızdan geçen her soruyu ama şu an her birine bir cevap yazamam tabii. Sadece şunu söyleyebilirim ki 2 senedir yazları katıldığım bu work and travel programı hayatım boyunca kendimce verdiğim en isabetli ve en değerli karardı.
BURCU GÜNGÖRDÜ